Bu yazı okunurken Beethoven – A melody of tears şarkısı dinlenilmesi tavsiye edilmektedir.
Herkesten her şeyi bekleyemezsiniz. Bu baya bir genelleme oldu . Hadi gelin ne demek istediğimi yaşadığım birkaç olayla size anlatmaya çalışayım.
Üniversite birinci sınıftayız, bölümün ingilizce olmasının verdiği ayrı bir korku ile vize, final dönemini bir hayli gözümüzde büyütmüşüz. Kaç alsak geçeriz muhabbetleri yapmaya başladığımız dönemde kritik olan dersler için arkadaşlarımızdan yardım dilenirken sonucunda büyük bir hüsran yaşadık. Birlikte yiyip içtiğimiz,ayrımızın gayrımızın olmadığı arkadaşlarımızdan sadece bir soruyu yapabilecek kadar öğreneceğimiz bir konuyu anlattırabilmek için göbeğimiz çatladı fakat o kadar çabanın sonucu koskoca bir hüsran, hayal kırıklığı..
Neticemizi merak edenler için dipnot : o dersi üçüncü alışımızda alnımızın akıyla geçtik..
Birinci sınıfın ilk dönemi, aylardan aralık.. Lisedeyken oluşan samimi bir arkadaşlığın üniversiteye geçtiğimizde de devam etmesiyle ömür boyu devam edecek sandığım, sonsuz güvendiğim, can dostum.. Bir cumartesi sabahı uyandığımda karşılaştığım manzara; can dostumdan gelen 3 cevapsız arama, 4 sms , interneti açtığımda gelen bir sürü whatsapp mesajları. Uyku sersemliği ile ne olduğunu anlayamazken içimde oluşan hafif bir korku devamında yerini hiç dinmeyecek sandığım bir acıya bıraktı. Teyzemin kızı banyoda soba dumanından zehirlenmiş, yoğun bakımda ve durumu çok kötüymüş. Ve ben bunu can dostum dediğim kişiden bu olayın üçüncü gününde öğreniyordum. O anki şokla ne yapacağımı bilemedim. Yeri göğü inlettim. Sonrasında annemi aradığımda , annem direkt anladı öğrendiğimi, nasıl olduğumu ve ne yaptığımı. Bağıra çağıra el çantamı hazırlayıp soluğu otogarda aldım. Ankara aktarmalı Amasya’ya gidecektim. O an konuştuğum kişi oydu, haberi ondan almıştım ve her türlü yanımda olacağını varsayıyordum. Can dostumdan rica ettim:”Biletimi alabilir misin, ben sana parasını vereceğim, şuan onunla vakit kaybetmek istemiyorum.” Alamayacağını ,gelemeyeceğini, kusura bakmamam gerektiğini yazan bir mesajla karşılaştım. O anki acıma mı, böyle bir insandan haberi aldığıma mı, ailemin benden bu haberi sakladığına mı,insanlara muhtaç olduğuma mı yanayım.. Beyin ölümünün gerçekleştiğini, tüm yakınlarımızın Amasya’da toplandığını yoldayken öğrendim. Neyse ki iyi günümde de kötü günümde de beni asla yalnız bırakmayan anadan ayrı bir kız kardeşim vardı ki yardım figanıma koşarak yetişti. Sonrası klasik yoğun bakım süreci devamında gelen cenaze merasimi, acıya alışma süreci… Sonuç; can dostum hiçbir şekilde gelmedi ve o gün bugündür hiçbir şekilde konuşmuyoruz.
Bunun bir de daha sonrası var tabi ki.. Bir hafta sonrasında öğleden sonra bir civarlarında telefonda annemle konuşurken gece ikide babaannemin vefat ettiğini ve öğle namazıyla cenaze töreninin gerçekleştiğini çok doğal bir şeymiş gibi öğreniyordum.
Hayat bana fazlaca acımasız mı davrandı demem gerek, yoksa acı gerçeklerle biraz daha erken mi karşılaştırdı demem gerek bilmiyorum ama yaşadığım çaresizlik, acı bu zamana kadar hissettiğim , gördüğüm, bildiğim hiçbir şeye benzemiyordu. Hayatımdaki insanların kuru kalabalık olduğunu fark etmemle birlikte ayağa kalkmam çok zaman aldı.Sonuç olarak ölüm sana bana herkese var. Ben biraz daha şanslıyım, Allah gecinden versin dedikleri deyimi hiç bu kadar hissederek söylememiştim bu anlattıklarımı yaşayana dek, lakin cidden Allah gecinden versin, gördüm geçirdim ve şuan böyle bir şeyle karşılaştığımda ne yapmam gerektiğini biliyorum, neler yaşayacağımı ve nasıl atlatmam gerektiğini..
Herkesle her şeyi yapamazsınız.. Herkesle acınızı yaşayamazsınız, herkesle oturup ders çalışamazsınız, gülemezsiniz, özelinizi paylaşamazsınız. Herkesle konsere gidip eğlenemezsiniz. Herkesle kitap, film muhabbeti yapamazsınız. Çok şanslıyım ki bunun idrakına henüz 22 yaşımdayken vardım. Ders çalıştığım arkadaşlarım da var benim, bir senfoniye gidip mükemmel vakit geçirdiğim de.. Bir kahvenin kırk yıl hatırını paylaştığım insanlar da var, ince belli bardakta çay içip iki lafın belini kırdığımız dostlarımız da.. Ağladığımda soluğu yanımda alan, başımı omuzlarına yasladığımda dünyanın en güvenli yerindeymişim hissini veren arkadaşlarım da.. Ayaküstü hal hatır ettiğim, tebessümümle bile enerjimi alan arkadaşlarım da.. Mesafelerin önemsiz olduğu , ne hissettiğimi sesimden hemen anlayan can dostlarım da.. Tartıştığım ama ne olursa olsun duygu düşüncelerime sonsuz saygı duyan arkadaşlarım da..
Sonuç olarak;
Her şeyi bir kişiye bağlamayın, yüklemeyin, anlamlandırmayın..
Çünkü beklentiler sadece üzer..
Çok güzel bir yazı gözlerim doldu okurken
Çok teşekkür ederim 🙂
Gamze merhaba,
Ben liseden Merve Toto WhatsAppta sitenin ismini görünce girip bakmak istedim. Çok beğendim, eski günler geldi aklıma. Allah yolunu açık etsin.
Çok teşekkür ederim Merve 🙂
Sevgili Gamze,
Kendini, derdini ve içini öyle samimi anlatmışsın ki.. Yazdıklarını okumaktan büyük keyif duydum. Dilerim hep yazar ve okunursun.
Çok teşekkür ederim ilgin ve tüm iyi dileklerin için😊