Bu yazı okunurken Şenay – Sev Kardeşim şarkısı dinlenilmesi tavsiye edilmektedir.
Birazdan okuyacağınız cümlelerde adım adım sevmenin büyülü tarifini dilimden geldiğince sizlere aktarmaya çalışacağım.
- Rotam neresi olursa olsun , dışarıya attığım her adımımda yeni bir heyecan, sevinç ile hareket ediyorum. Beni nelerin beklediğini bilmeden tebessümümü takınıp içimden geldiği gibi yürüyorum kendi yolumda. Düşünmüyorum insanlar ne der diye. Bu kız niye gülüyor diye düşünsünler dursunlar. Ben anı yaşıyorum. Gökyüzünü içime çekiyorum, çekebildiğim kadar varım bu hayatta, var olduğum kadar da seviyorum ve biliyorum sevdikçe var oluyorum.
- Markete gittiğinizde size market arabasının oturma yerinden göz kırpan, kim olduğunuzun bir önemi olmadan sizin bir tebessümünüze karşı türlü türlü şebeklikler yapan çocuktur sevmek.. Küçük çocukları çok seviyorum ve biliyorum sevdikçe var oluyorum.
- Adımımı attığım her bir anımda, tek olduğumda veya biriyle sohbet ederken dahi müzik hayatımın bir parçası. Ama en özel anı var ki benim için beni alıp zirveye taşımasıyla birlikte güne tüm enerjimle başlamamı sağlıyor. Kulaklığımın ucunda çalınan müzik eşliğinde adımlarımı ahenkle atıyorum. Etrafımdaki insanların ne düşündüğünü umursamadan devam ediyorum elbette. Bu kız nasıl yürüyor böyle desinler, nasıl da havalı desinler, çocukluğunu yaşayamamış desinler, hadi varsın olsun deli desinler. Umrumda değil. Anın tadını çıkartıyorum, hissettikçe seviyorum bu hayatı ve biliyorum sevdikçe var oluyorum.
Sevdikçe var oluyorum. Bu sayede hayata dört elle sarılıyor, her şeyin üstesinden geliyorum. Daha iyi hissediyorum.
Sonuç olarak sadece biraz cesaret edelim, biraz da inanalım. Sonunda da başaralım, zorlukları, engelleri, her şeyi.. Sevmek adına..
Ne diyordu Zülfü Livaneli?
Dünyayı güzellik kurtaracak,
Bir insanı sevmekle başlayacak her şey..
Hayat enerjinizi biran kaybetmeden, sağlıkla ve huzurla…
Çoğumuz sevmek yolundan çıkmamış; yolu kaybetmiş ve yolun varlığı bir efsaneye dönüşmüş.. Oysa ki kalbimizde fazlaca yeri denizdeki kumdan. Birbirimizi sevmeli; hissedip, yaşayıp görmeliyiz. Bu yer yer suyla karışmış ufalanmış taştan kürede attığımız her adımı.. Hayatın sonlu oluşuna binayen.. Darmadağın eder gibi cehenneme açılıp bizi oraya götürecek kapıları ve kalplerimizden cennete asılmış köprüler kurar gibi sevmek gerek. Bir taştan belki de var olmuş en garip varlığa, insana, kadar sevmek lazım. Kalbin ve zihnin orta yerinden en pür haliyle; çok da anlatmadan, gülen bir çift gözle belki.. Belki de uzanan bir el ile. Bir çocuğa verdiğin güvenin kalbinden kalbine uzanan yoldan sana sevgi olarak dönüşüyle..
Sevgisiz kalmak zor.. sevgisiz kalmak acı.. Okunmayı unutulmuş ve nemden cildi silinmeye yüz tutmuş bir kitap, öldükten sonra anılmaya başlamış bir şair gibi ve tüm şarkılarını kendisinden habersiz aşığına yazan bir müzisyen gibi.. Belki de susuzluktan solmaya yüz tutmuş bir çiçek gibi. Renklerimiz soluk, ruhumuz buruşuk ve asıl yüreğimizin boynu bükük.. Oysa hazırız canlanmaya bir damla suyla, suyumuz gözyaşları olmadığı gelecek her anda..