Staj Macerası

 

Bu yazı okunurken Toledo – King of Spain  şarkısı dinlenilmesi tavsiye edilmektedir.

 

 

Bir ayda bir avuç anı biriktirdim, bir avuç güzel insan, güzel hatıralar, havalimanından tut Çubuk kültürüne Ankara kültürüne çalışma hayatına dair her şeyi heybemize koyduk ve geldik. Havalimanında, Ankara’da, Çubuk’ta artık kapımız var biliyorum. Şimdi size dile kolay olan bir ayda neler yaşadığımı  anlatacağım.

Staj protokollerinden bahsetmiyorum. Çünkü evrak, kâğıt, kürek işi ne varsa hepsini adım adım anlattığım yazımı ilerleyen günlerde sizin işinize fazlasıyla yarayacağını düşündüğüm için sizlerle buluşturacağım. Stajı nerede yaptığımı bilmeyenler ve merak edenler için dipnot: Ankara Esenboğa Havalimanı Devlet Hava Meydanları İşletmesi(DHMİ) Elektronik Başmüdürlüğü.

Bu yazı için epeydir bekliyorum çünkü bu staj dönemi her ne kadar bir ay olsa da tam anlamıyla staj mülakatıyla birlikte noktalandı.

 

 

 

 

Staj başında fazlasıyla ön yargılı, ne yapacağını bilmez bir vaziyette, kendimi en kötü şartlara hazırlayıp gittim. Öncelikle kalacak yer benim için sıkıntı olmadı. Havalimanı içerisinde yer alan ve  benim şansıma hemen teknik binanın arkasında kalan DHMİ Misafirhanesinde kaldım. Sabah uyanıp yarım saatte hazırlanıp çıktığım, oldukça konforlu, havuz manzaralı, rahatlık açısından da fazlasıyla verimli olan odamda tatil tadında staj sürecini tamamladım.

Havalimanında ne işin vardı, orada mühendis ne yapar ki, iş yaptın mı bari gibi soruları duyar gibiyim. Öncelikle havalimanında mühendisin yerinden bahsetmek istiyorum. Elektronik Müdürlüğünün temin/tesis ve bakım/onarımından sorumlu olduğu başlıca dört sistem var. Bunlar sırasıyla: SSYC (Hava Seyrüsefer Yardımcı Cihazları) ,RADAR, Haberleşme Sistemleri ve  Simülasyon. Bahsi geçen sistemlerin günlük bakımı, arıza çıktıkça onarımı ve belirli cihazlardan belirli periyotlarda alınan verileri internet sitesinde güncel tutmakla yükümlüler.

 

Staj yerinde  benimle birlikte toplamda üç kişiydik. Tek başıma olurum korkusuyla gittiğim ilk gün, arkadaşlarımı( Hatice & Ömer) karşımda görünce içimde fazlasıyla bir sevinç oluştu.

Staj süresince sabahları almış olduğumuz eğitimin ardından öğleden sonra sahaya çıkarak tekniker abilerimizle birlikte havalimanında deyim yerindeyse ayak basmadık yer bırakmadık. (Cumhurbaşkanlığı Hangarı hariç. Oraya sadece özel izinli personel girebiliyordu.) Aldığımız eğitim süresince bu sistemlerin her birinin nerelerde ne işe yaradığını adım adım öğrenerek staj sonunda havacılık elektroniğine karşı fazlasıyla bir bilincimiz oluştu.

 

 

Stajımız tabiki de sadece eğitim ve saha çalışmalarından ibaret değildi. Bir gün, günlük rutinlerimiz tamamlandıktan sonra terminale gidip gelelim dedik. Havalimanı içerisinde ulaşım fazlasıyla sıkıntılı. İçerisi çok büyük ve bizim bulunduğumuz yer, havalimanının en sonunda yer alıyordu. Giderken bizim müdürlükten karşılaştığımız bir personel aracı ile ulaşımımızı sağladık. Terminalde dolandıktan sonra tabiki de  yasaklar çiğnenmek içindir felsefesiyle yola çıktığımız o gün, girilmemesi gereken yerlere de girip çıktıktan sonra teknik binaya dönme vaktimiz geldi. Yola çıktık ve tamamen tesadüfi bir şekilde İçişleri Bakanlığı Hangarında çalışan iki asker abimizle karşılaştık ve onlarla birlikte gideceğimiz yer için yola koyulduk. Sohbet muhabbet ederken bizi çalıştıkları hangara davet ettiler. Biz hayretler içerisindeyken hemen aklımıza o gün uçuşun(Bir devlet büyüğümüzün uçuşunun olduğunu sahaya çıktığımızda duymuştuk.) olduğu geldi ve o gün gelip gelemeyeceğimizi sorduk. Bizi severek ağırlayabileceklerini, uçağı birlikte hazırlayabileceklerini söylediler. Bu zamana kadar kolay kolay hiçbir stajyere hatta DHMİ’de  30 yıldır çalışan personele bile nasip olmayan şey bize nasip oldu ve orayı da görmüş olduk. Sonuç olarak o gün saat beşte giden servislere ve dönüşte nasıl döneceklerine aldırmadan benimle birlikte kalan koca yürekli staj arkadaşlarımla birlikte saat beşte hangara gittik. İçişleri Bakanlığı’na ait olan çeşitli helikopterler ve yine Bakanlığa ait olan jeti yakından inceleyerek gerek elektriksel donanımı gerekse havacılığa dair önemli bilgiler edinerek işin eğlenceli kısmına geçtik. Jeti dışarı çıkardık. Elektrik yüklemesi yapılırken abilerimizle sohbet ettik. Daha sonrasında kabin amiri de geldikten sonra hep birlikte kahvemizi içip staj arkadaşlarımla birlikte apronu terkettik. Bizim orda durmamıza tabiki de izin vermediler. Çünkü saat yedide İçişleri Bakanı’nın uçuşu vardı ve o anda orası fazlasıyla bürokrat ve güvenlik güçlerinin varlığıyla fazlasıyla kalabalık olacağı için bizim durmamıza izin vermediler. Buradan anlatınca ne kadar etkili oldu bilmiyorum ama bu olay, heybeme koyduğum asla unutulmayacak olan anılarım arasında kalacak.

 

 

Stajım sırasında size bahsetmek istediğim önemli noktalardan biri ise Simülasyon kısmı. Simülasyon birimi aslında bir eğitim yeri. Burada hava trafik kontrolörü olmak isteyen bireyler 15 aylık sıkı bir eğitime tabi tutuluyorlar. Bu eğitim 3 bölümden oluşuyor; kule, radar ve pilot. Buradaki pilot, pilotaj eğitimi değil sadece pilot ve radardaki kontrolörün birbirleriyle nasıl diyalog kurmaları ve yönlendirmelere yönelik bir eğitim. Bu eğitim sonunda başarılı olanlar hava trafik kontrolörü oluyorlar. (Dipnot: İşe yaklaşık olarak 12 bin lira ile başlıyorsun. Başarısız olursan yaklaşık 6 bin lira ile DHMİ’de memur oluyorsun.) Meydan kontrol, yaklaşma kontrol ve yol kontrol birimlerinin birinde çalışıyorlar. Bu eğitim esnasında kullanılan simülasyon programını 13 yıl önce Rusya’dan satın alarak eğitim uygulanmaya başlamış. Devletin 2009 yılında çıkardığı ARGE projelerine destek kapsamında ortaya çıkan yerli simülasyon projesi kapsamında TÜBİTAK ile işbirliği içinde proje başlamış. Proje şuan %80 çalışır durumda. Hala eksikleri var. Projenin yapımı aşamasında Rusya’dan aldığımız proje Java program dili ile yapılırken, yerli simülasyon programımızda C++ program dili kullanılmış. Çok üzücü bir durum ki neredeyse 10 yıl olmuş ve hala tam performansıyla çalışır bir durumda değil.

 

 

Son olarak bahsetmek istediğim diğer bir konu ise tabiki de Çubuk Turşu Festivali. Bu yıl 13. ‘sü gerçekleşen festivalde 300’ün üzerinde açılan çeşitli stantlarda yöresel ürünlerin tanıtımı ve satışları yapılırken çeşitli ülkelerden gelen misafirlerle birlikte kültür kaynaşmasıyla gerçekten hoş bir ortam sağlanmıştı. Yakın arkadaş çevrem çok iyi bilir, turşuyu ne kadar çok sevdiğimi ne kadar fazla tükettiğimi. Guinness Rekorlar Kitabı için kurulan 1,5 ton turşunun tadına bakma şerefine nail oldum. Tadına bakmak demeyelim hatta ona😄 Yaklaşık olarak  20 tane salatalık turşusunu bir anda yedim. 😅 Tuzu, tadı, acısı tam damak zevkime göreydi lakin sonrasından bahsetmek istemiyorum. Sabaha kadar midemin yanmasından uyuyamadım 😄 Gün boyu hatta deyim yerindeyse üç gün üç gece devam eden festivalde çeşitli sanatçıların konserleriyle daha da renklenerek damağa, göze, ruha hitap eden güzel bir etkinlik oldu diyebiliriz. Belli mi olur 14.’ süne de belki gideriz. 🙂

 

 

 

Stajı yaptım, staj defterini doldurdum ve staj mülakatımızı da tamamlayarak bir aylık zorunlu staj kısmını geride bırakmış oldum.

Daha anlatmaya kalksam ne hoş anılar var.  Aprona çıkışlarımız, güç merkezine gitmem, NDB’lerin günlük kontrolleri, odamızda otururken Kadriye Ablamızla ettiğimiz muhabbetler, yeri geldiğinde söylenen o türküler, öğle arasında yemek sonrasında içtiğimiz çaylar,sabah kahvaltılarımız, Çubuk Turşu festivali, bir ay gibi kısa bir sürede oradaki her bir çalışan ile aile gibi olmamız, çalışma ortamının tam anlamıyla ne demek olduğunu görmemiz, devlette çalışmanın neler getireceği ve bununla birlikte neler götüreceğini görmem, belki de hayatımda milyon dolarlar sersem ortaya o değerde asla bulamayacağım insanları tanımış olmam… Yani ne kadar saysam az kalır, neyi anlatsam eksik kalır.. O kadar güzel, dolu dolu bir stajdı ki darısı ikinci stajıma..

 

Biz gerçekten çok şanslıydık, Haşim Hoca gibi bir hocamız ve Kadriye Ablamız, Gültekin Abimiz, Zeynel Abimiz ve daha adını sayamadığım birçok saygıdeğer insanlar vardı. Bize her anlamda yardım eden kol kanat geren insanlardı.

Söylemeden edemeyeceğim güzel hayat isteyen güzel insanlar biriktirsin. Abla, kardeş, abi, dost , samimiyetlerinden hiçbir şey esirgemeyen herkese bin teşekkür.. Bu arada aramızdaki Beter Ali kimdi bilmiyorum ama cennet mahallesi tadında mükemmel anılar kaldı bize ve biliyorum ben çok şanslıyıımmmmmm.. 🙂

 

 

Hayat enerjinizi biran kaybetmeden, sağlıkla ve huzurla…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

search previous next tag category expand menu location phone mail time cart zoom edit close