Gamze Arslan COVID-19 (+)

Bu yazı okunurken Hemhâl Ol’anlar – Geçer dinlenilmesi tavsiye edilmektedir.

Kamu spotlarında, haberlerde, sosyal medyada, evde oturup çayını yudumladığında, çarşıda ayaküstü laflayan iki insanın arasında, her yerde ama her yerde konuşulan bir konu. Bu kadar hayatın içinde olup ama o kadar da dikkat edilmeyen benimsenmeyen, ciddiye alınmayan, insanların bana hiç gelmez düşüncesi içinde olduğu bir konu. COVID-19.

Günlerden Çarşamba günü, öğle saatlerinde yemek yemeye gidecektim yemekhaneye. Gittim. Kendimi hiç iyi hissetmemeye başladım. Birisi enseme bastırıyormuş gibi hissettim. Kulaklarım ağırlaştı. Her şey biranda oldu. Bayılan bir insanın bayılmadan önce yaşadığı hisler olur ya, öyle bir his geldi. Masaya oturdum. İş arkadaşım yüzümün sapsarı olduğunu söyledi. Yemeğimi yarım bırakıp dışarı kendimi zor attım. Açık havanın iyi geleceğini düşünerek. Sonrasında bir tane ilaç içtim. Ama hala bulutların üstünde yürür gibiyim, kendimde değildim. Akşam oldu eve geçtim. Her yerim ağrımaya başladı. O gün yeniden ilaç içip erkenden uyudum. Sabah uyandım, kendimi hiç iyi hissetmiyordum. İşe gittim, yapmam gereken aciliyeti olan işleri hallettim. Baktım sesim gitmiş, her yerim ağrıyor ama normal bir ağrı değil. Sesimi duyanlar hasta mı oldun diye sorduklarında yüzlerindeki ifadeyi görünce belki de bilmiyorum benim hüsnü kuruntumdu annemi aradım hemen. Kendimi hiç iyi hissetmediğimi ve en kötü ihtimali düşünerek ya olduysam dedim anneme. Hemen babamı çağırdım. İş yerinden insan kaynakları sorumlumuz Murat Bey’e anlattım durumu. O kadar anlayışla ve moral verici bir şekilde telkin etti ki beni. Sonrasında bir de patronlarımızdan Alper Bey ile paylaştım durumumu. Sonrasında hemen hastanede aldım soluğu. Zaten şikâyetlerinizi duyduklarında tüm sağlık çalışanları sizden fazlasıyla uzak durup durumun ciddiyetini anlıyorlar. Hemen PCR (sürüntü) testi için sıraya girdim.   5 dakika içinde testi yaptırdım çıktım, eve geçtim. O gün akşama kadar yattım kendimde hiç değildim.

Akşam yemeğini 7 gibi yedim. Telefonum içerdeydi. Normalde olsa kesin duyardım ama o gün nasıl oldu duymadım telefonum defalarca çalmış. 5 cevapsız arama var. Yemeği rahat rahat yemeyi nasip etti belki de Allah bilmiyorum. Baktım telefonumu hala tanımadığım biri arıyor. İçime bir sızı düştü o anda tabi. Açtım. Sağlık ekipleri kendilerini tanıttı. Testimin pozitif çıktığını ve sakin olmam gerektiğini söylediler. Bende o kısmı yok hiç şuan. Başladım ağlamaya ama nasıl bir ağlama. Kendi canım için değil, ya birine bulaştırdıysam diye bağıra bağıra ağlamış olabilirim. Evde annem babam ile yaşıyorum. Kronik rahatsızlığı olan ikisi için de o kadar panik oldum ki. E bunun yanında çalıştığım yerde 60 kişiye yakın insan çalışıyor. Ya onlara bulaştırdıysam dedim kendi kendime. Bunun vebalini nasıl kaldıracağım dedim. İnsan iki gün ağlar mı? İki gün ağladım. Bu konuda en başta Murat Abi ve Tuğba (iş arkadaşlarım) bana o kadar destek oldular ki, asla haklarını ödeyemem.

Test sonucunu öğrendim ve karantina sürecim başladı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

search previous next tag category expand menu location phone mail time cart zoom edit close