Zıtlık, ihtiras, tutku, asilik, küstahlık, azim.. Bilmiyorum bu yazının sonunda nasıl betimleriz ama Tango, geçmişi 1800’lü yıllarda işçi sınıfından birçok kişinin Avrupa’dan Güney Amerika’ya göçmesiyle birlikte maddi ve manevi farklılıkların uçurum boyutundan kaynaklı hayal kırıklıkları, umutsuzluklar, mutsuzluklar üzerine ortaya çıkmış bir dans türüdür.
Özünde göç sırasında erkek nüfusun çoğunlukta olması ve göç sonrasında da kadın sayısının az olması nedeniyle ortaya çıkan fahişeliği geliştiren endüstri ile birlikte genelevlerde sırada bekleyen erkekleri eğlendirmek amacıyla sergilenen bir müzik ve dans türü haline gelmiştir. Bu sebeple belli bir döneme kadar yasaklanan, ayıplanan bir tür olarak kabul görmüştür. Genelevler fakir kesimin yanı sıra üst kesimlerin de uğrak yeri olması ile birlikte zamanla Tango herkes tarafından bilinir hale gelmiş ve 1900’lü yıllarda Avrupa bölgesi farklı boyut katarak Tango’nun gelişimine katkıda bulunmuştur. Smokin giyilmesi, ve tango sözlerini argodan arındırarak ülkeden ülkeye sıçramalar ile birlikte birçok çeşitleri ortaya çıkmıştır. Türkiye’de ise Cumhuriyetin ilanı sonrasında görülmeye başlanmış ve benimsenmiştir.
Genel tarihçesini bu şekilde anlattığımız, benim her izlememde hayranlıkla izlediğim, üzerine saatlerce yorumları dinleyebileceğim bu dans türünü yakın bir mercek altına almış durumdayım.
Sosyal medyanın hayatımızdaki yeri sizlerde de olduğu gibi malum kaçınılmaz. Genelde sosyal medyada gezinirken izlediğim videolara dikkat ederim, sizler de biliyorsunuz bir tane video izlediğiniz anda devamında benzeri türevlerinden fazlasıyla karşılaşıyor oluyorsunuz. Bu nedenle çoğunlukla dans videoları veya tasarım dizayn videoları izleyerek sosyal medyada harcadığım vakti daha keyifli kılmaya çalışıyorum. Dans videolarında ise özellikle favorim Tango. Müzik, müzikle ile birlikte tuttuğumuz ritim, tüm duyguların dışa yansıması aslında. Geçtiğimiz günlerde rastgeldiğim bir dans videosunu çok samimi olduğum iki arkadaşıma gönderdiğimde, öylesine göndermiştim. Gözüme kulağıma hoş geldiği için. Sonrasında bir tanesinin sorusu çok dikkatimi çekti.
Tango kadının ihtirasını mı yoksa erkeğin ihtirasını mı anlatıyordu?
Bence, tüm o duyguların dışa yansıması kadının tüm hareketliliği ile birlikte bir anlam kazanıyor gibi. Daha betimleyici.
Ona göre, erkeğin hakimiyeti, yön vermesi..
Ben henüz tamam karar verememiş olsam da yüz kişiye sorduk, en popüler cevaplar aşağıdaki gibidir demek isterdim fakat çevremdekilerden mevcut analizlerim en azından aşağıdaki gibidir.
– Erkeğin dansı
– Her iki cinsin varoluşu
– Aslında ikisinin de özelliklerini dışa vuran bir dans, Kadının zarafetini erkeğin kabalığını gösteriyor
– Erkeğin korkuluk gibi durması, kadının duyguyu verebiliyor olması
– Tamamlayıcı mutualist bir ilişki
– İki elmanın yarısı
Sizlerin yorum ve görüşlerinizi de çok merak ediyorum. Yorumlarda bekliyorum:)
Hayat enerjinizi kaybetmeden
Sağlıkla ve huzurla